31 Ekim 2011 Pazartesi

Pretty Little Liars 2. Sezon 13. Bölüm


Meraktan çatır çatır çatlatacak 12. bölüm ile bizi ortada bırakan dizi 13. bölümü cadılar bayramına özel olarak hazırladı. Sezon ortasında diziye neden bu kadar ara verildi bilmiyorum.

Gereksiz bir bölüm gibi dursada Alison'ın gözünden bir çok ipucu ile karşılaşıyoruz. Zaten son bölümde Jenna ve polisin A olduğunu öğrenmiştik. 

Bir çok kişi A'nın tek kişi olmadığını biliyor. Tahminlerimce bu işin içinde Mona, Lucas'da dahil olmuş durumdalar. Zamanla görücez :)

Sarah's Key / Sarah'nın Anahtarı


Evet dram filmlerini çok seviyorum. Özellikle gerçek olaylardan olan uyarlamaları.

1942 yılında Fransa'da yahudilerin hepsini toplayıp kampa yerleştirirler. 10.000 kadar yahudi tuvalet ve yemek olmadan eziyet görürler. 8.000 yahudi Almanya'da olan başka bir toplama kampına yollanır.

Evlerine gelen askerler yüzünden Sarah kardeşini saklamak için duvarda olan bir duvara kilitler bu yüzden onu kurtarmak için kaçmaktan başka şansı yoktur.

Bu olayın üstünden geçen 60 yıl sonra yani günümüzde gazeteci bununla ilgili yazı yazmak için görevlendirilir. Taşındıkları ev ise Sarah ve ailesinin yaşadığı evdir.

1942 yılı ve günümüz arasında gidip gelen filmi çok beğendim. Olaylar gazeteci ve Sarah'ın gözünden olarak izliyoruz. Toronto film festivalinde ödül alan bu Fransız filmini izlemenizi tavsiye ederim !

imdb : 7.3

28 Ekim 2011 Cuma

In Time / Zamana Karşı


Merak etmeyin sinemada izledim :))

Konu bakımından çok fazla dikkat çekici. Kollarında olan saat yaşam saati ve süre bittiğinde ölümle tanışmış oluyorlar. Para yerine zamanınızı harcıyorsunuz. Otobüse binmek 2 saat, 2 dolar, 2 tl değil gibi :) Ayrıca başkasının yaşam süresini çalabiliyor, başkasına aktarabiliyorsunuz. Bizim para ile kullandığımız tüm sistemi yaşamla bağdaştırmışlar. 

En çok bu kısmını sevdim ! Fakirle zengini ayıran, zamanımızı para için harcarken süremiz dolduğunda herşeyin anlamsız olması vb gibi bir çok detaya değinebiliriz. Bu yüzden çok beğendim amaaa...

Filmin konusu bir kere Justin ile harcanmayacak kadar iyiydi. Kendi adıma konuşuyorum Justin'i izledikçe her an bu sahne şovuymuş ve pat müzik, pat dansçılar sanhneye atlayacakmış gibi hissediyorum. Onun oyunculuğuna bir türlü alışamadım.

Yine filmi dikkatli izleyenler için Amanda'nın ne makyajı ne saçı bozulmuyor arkadaş ! Suya giriyor saç ıslak, bir bakıyorsun içerde saç kurumuş. Araba takla atıyor, üstü açık olmasına rağmen biri savrulup düşmüyor. Saçlar bu arada yine taranmış gibi. Justin araba kullanmayı bilmiyor ama işi anında kavrayıp neler neler yapıyor. İlla seksi bir kız yapacaklar ya Amanda film boyunca kusursuz gözüküyor, Justin Cüneyt Arkın gibi bir ordu korumanın elinden defalarca kaçıyor falaaan filan...

Konu iyi, oyunculuk idare eder, film daha güzel işlenebilirdi... Vincent Kartheiser ise gelmiş geçmiş tek ve en karizmarik haliyle :))

Sonuç olarak orta şekerli tadından rahatsızlık duyulmayacak bir film.

Sinemalar.com : 6.0
imdb : 5.9

The Walking Dead 2. Sezon


Zombi filmlerini pek sevmem ama bu dizi benim için ayrıdır. En çok Zombilerin makyajları ve kostümlerin harika olması beni çekiyor. İzlerken çok fazla yadırgamıyorsunuz. Zombi olsa hani bu kadar iğrenç olurdu diyorsunuz :))

İlk başlarda biraz sarmamıştı ama bölümler ilerledikçe herşey daha iyi bir hal almaya başladı.

İkinci sezona girişini pek sevmedim. Küçük kızın üstünden giderek olay yarattılar ve uzattılarda uzattılar. Hala merak ediyorum kıza ne oldu diye :)

Gerilim dizilerini sevenler için merakla yeni sezonunu beklediğim bu zombili diziyi zevkle tavsiye ederim :)

Paranormal Activity 3


Bu filmin serisine bayılıyorum. Maç akşamı bizde kızlar gecesi yaparak sinemaya gitmeye karar verdik. Daha önce serinin her filmini sinemada izlediğimizden bu geleneği bozmayalım dedik.

Gün içinde olan işlerimiz nedenniyle halimiz kalmamıştı. Her zaman takiplediğim bir film sitesinde filmi görünce havalara uçtum veee keyife evde devam ettik. "Filmin hakkını yemeyelim yeöağ" diye vicdan azabıyla filmi izlemeye başladım ve ilk 15 dakikasında "kapatsak mı acaba" diye hala şüphelerim vardı.

Derken film bitti !! Ana !

Şimdi biz korkcak mıydık? Bir kaç serpiştirilmiş klasik P.A. görüntüleri, son 10 dakikaya sıkıştırılmış gelişme ve son ! Caaanım filmin tüm karizması gitmiş, yerini saçma sapan bir şey almış...

Sonuç olarak evde izlediğime hiç pişman değilim, hatta mutluyum böyle 3 olmaz olsun ! Nerde 1 ve 2'nin ihtişamı, nerde adrenalin duygumuz. Fragmanda olan bir çok görüntünün kesilmeside tuz biber oldu.

Yorumlarda herkes gerildiğini falan yazmış allah bilir Chucky'den falanda korkuyorlardır bunlar :))

O yüzden izleyecekseniz sakın ama sakın sinemada izlemeyin onun yerine başka bişi yapın benden tavsiye. En çok sevenlerden biri olarak 1 ve 2'nin tadı alınamadı...

Sinemalar.com : 6.0
imdb : 6.5


24 Ekim 2011 Pazartesi

Monte Carlo


Bu filmi Leighton Meester ve Selena Gomez için izlemiştim. Selena'nın oyunculuğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Leighton Gossip Girl karakterinin aksine bir karakter taşıyordu ve bana tuhaf geldi kabul edemedim diyebilirim :)

Selena öyle ahım şahım bir oyunculuk sergilemiyor. Paris'e gitmek için tüm lise boyunca çalışıyor ve sonunda hayalleri gerçekleşiyor. Paris'e gittikten sonra ona çok benzeyen kötü kalpli bir sosyetik güzelle karıştırılması ile olaylar başlıyor. Onun kıyafetleri, onun elbiseleri derken klasik bir konunun içinde kendinizi buluyorsunuz.

Bu aralar Paris'in üstüne çok gidiliyor :)) Eski popülerliğini katlıyor gibi geldi :)

Romantik Komedi olan bu sıradan filmi sadece çok boş bir zamanınızda izlemenizi tavsiye edebilirim. Hiç bir beklentiniz olmadan tabii ki :) Paris görüntüleri ve kıyafetler sizi tatmin edecekse :))

sinemalar.com : 5.8
imdb : 5.2

17 Ekim 2011 Pazartesi

Face in the Crowd / Katilin Yüzü


Film öyle bir başladı ki  işte güzel bir film izlicem dedim resmen !

Arkadaşları ile eğlenceden dönerken bir kadının öldürülüşüne tanık olur ve o sırada telefonu çalar. Katil telefonun sesini duyunca kızımızın peşinde koşar. Köprü üstünde olan boğuşmada kafasını çarparak aşağıya düşer ve bu yüzden Prosopagnosia denilen yüz tanıyamama bozukluğuna yakalanır. 

Film boyunca kimsenin yüzünü tanımadığı için sizde bilemiyorsunuz. Sonuna kadar merak içinde katil kim diyorsunuz. Fakat öyle bir nokta var ki malesef bunu yakalayamamışlar... İnsanları sesinden bile tanıyabilirsiniz. İlla yüzüne bakmanız gerekmiyor. 

Ses kısmını atladıkları için film biraz saçma bir hal alıyor. Filmde sevgilisi ve polisle olan ilişkileride hehhh bunu yapmazsanız olmazdı dedirtiyor. Çok gereksiz sahneler ve hareket olmuş. Onun dışında kullandıkları hastalık tam seri katil filmlerine uyacak türden. Milla Jovovich oyunculuğu ile filmi götürüyor. Güzelliğinide katmamız lazım tabii :)

Malesef güzel bir olayı yakalayıp kullanamayan filmlerden biri daha. Bu berbat havada zamanınızı değerlendirecek kadar da kötü değil :)

sinemalar.com : 6.3
imdb : 5.7

Midnight in Paris / Pariste Geceler


Woody Allen filmlerini pek sevmem sevemem. Sanırım adama daha özel hayatından kılım :)) Bilmeyenler için küçük bir dedikodu yapalım. Woddy Allen Mia Farrow ile birlikteyken bir evlatlık alırlar. Beslerler büyütürler ve üvey kızı Soon Yi Previn ile birlikte olduklarını açıklarlar. Mia ile tabiki herşey o anda biter. Sonra üvey kızı ile evlenir böyle sapkın bir aile yaşantısıdır yani ondaki kafa.

Herneyse filme gelince Woody Allen filmi değilmiş gibi izlemeyi tercih ettim. Film Paris'in muhteşem görüntüleri ile başlıyor ve film boyunca her sokağına, her yerine neredeyse sizi aşık ediyor. Tam bir Paris filmi.

Konu olarak adamın hayal dünyası gibi işlenmiş olsa bile her gece gelip geçmişe götüren arabanın aslında gerçek olduğunu filmin sonunda görüyorsunuz.

Adamın nişanlısı ile ilgili kopuk ilişkileri film boyunca sinir ediyor. Evlilik hazırlıkları yaparken kızın bu kadar bencilce ben gelmem, ben bunu istiyorum, buna yetişcez gibi tavırları ahaaa adam tabiki başka kadına kayar dedirtiyor. Zaten bizde öyle diyelim diye bugüne kadar gelen ilişkiyi bir anda kötü göstermeye başlıyor.

Bambaşka bir dünya ve bambaşka konu ile dikkatimi çeksede film boyunca gerçekten sıkıldım. Uzattıkça bazı  detayları uzatmışlarda uzatmışlar. 

Gil karakteri kitabı için Pariste. Orda yaşamak ve yazar olmak istiyor. Nişanlı desteklemiyor. Antikacı dükkanı olan bir karakteri anlatıyor kitabında. Sonra bir antikacı dükkanı olan kadınla tanışıyor. Herşey Adriana karakterinin üstüne gitsede filmde sağ gösterip sol vuruyorlar. Aslında iki sahnede geçen olayı dikkatsiz izleyenler için kaçırabilincek bir detay. Sonu noldu ne alaka dedirtebilir.

Filmde bir çıkış bekledim. O çıkışta sanırım son 10 dk içinde oldu bitti. Eeee bu muydu yani dedim.

O 10 dk. belki 5 dk bile gelmiyor insan için. Güzel bir şey yakalanmış ama yavan bir tadı vardı filmin benim için. Paris görüntüleri kusursuzdu, konu muhteşem yakalanmış ama işleniş ile kendini bitiren filmlerdendi benim için.

sinemalar.com : 6.1
imdb : 8.0

15 Ekim 2011 Cumartesi

Modern Family


İlk sezonu bir çırpıda izleyip bitirdiğim Modern Family dizisini uzun zamandır merak ediyordum. Fırsat bulamadığım için izleyemedim. 

Dizi boşluğumda ben çok sevdim. Karakterlerin hem komik, hem gerçekçi olması çok daha fazla içine çekiyor dizinin. Aralarda durum yorumlarına özellikle bayılıyorum. Daha sık yapmalılar bence :))

Komedi dizisi isteyenlere rahatlıkla tavsiye ediyorum. 

Gossip Girl 5. Sezon 3. Bölüm


Blair'in hamilelik durumu beni hiç meraklandırmıyordu. Taaa ki şu bölüme kadar. Prensinden olduğunu söylesede zarfı hala açmadığı için kesin olarak bilemiyoruz.

Chuck kazadan sonra kendini toplayamadı. Bunun için doktora bile gitmiyor chuckasım geliyor resmen. Bu bölümde onu ağlarken gördüm yaaa içimin yağları eridi resmen. Ben niye hep dizilerde kötü çocukları seviyorum anlamadım :)))

Baaak buraya yazıyorum o çocuuuuğun babası Chuck Bass !

The Vampire Diaries 3. Sezon 5. Bölüm


The Vampire Diaries son bölümünüz izlediniz miiii ??

Bir ara izlerken bunlar tatile girmiyorlar, sezon finali yapmıyorlar dimi dedim resmen ! Ne muhteşem bölümdü böyle :)

Ortalık iyice kızıştı resmen. Klaus bitti, Michael çıkıyor başımıza ! Stefan'da kapattı artık duygularını. Bak Elena devir artık Damon devridir. Bırahhh şunu yaaa ne hali varsa görsün :)))

Sonraki bölümü resmen çatır çatır çatlayarak bekliyorum :)

The Change Up / Hayat Sana Güzel


Bu değişim filmlerinden en iyisi bence Freaky Friday filmidir. O zamanlar severdik Lindsay'i :)) Heee sıkıldık mı bu tarz konulardan evet sıkıldık !

Film başladığı anda bir saçmalık silsilesi sarıyor ekranın dört bir yanını. Bebeklerde olan anormal hareketler, sırf gülelim, iğrenelim diye bebeklerde farklı atışlar ! 

Karakterler bile gerçeğe yakın yanı nerdeyse hiç yok. Evet diyeceksiniz ki ruhları beden değiştiriyor bunun neresi gerçek diye. Onu kabullendik başta zaten ama film öyle gitmiyor. Hele fırlama olan abaza tip karakteri hiç olmamış. Hem parası olup hemde kadınlara bu kadar itici düşkünlüğü olan bir karakteri uzuuuun zamandır hiç görmemiştim. Tamam Crazy Stupid Love filminde de vardı öyle bir karakter ama ona biz günümüzde "playboy" diyoruz.

Hangover'ın senaristlerinden çıkmışsa bu film dedim "iyidir yeaaa" ama nerdeeee?! 

Bu aralar film konusunda eğleneyim, güleyim dedim olmadı. Son izlediğim iki filmde resmen fiyasko çıktı ! 

Filmlerde her zaman abartı olur ama ben filmin içine girdiğimde kopmamalıyım. "Hade len" ! demeye başladığım an o film benim için bitmiş oluyor. Daha başında "Hade len" ! dediğim filmde zaten bir moralim düştü. 

Hiç mi gülmedim tabiki güldüğüm yerler yada yer oldu :)) Sadece bir sahneye çok net bir şekilde güldüğümü hatırlıyorum. Bu da bir film için kötüdür. Filmle ilgili az sahne hatırlıyorsam o film fosstur benim için zaten :)

Bu arada cinselliğinde gözümüze gözümüze sokulduğu filmlerden birisi. Bir film kalitesini zaten bunu abartmadan, gerektiği yerde gerektiği şekilde kullandığında kalitelidir. Yama gibi durmamalı.

Çok boş vaktiniz vardır, şans bu ya elinizde başka izleyebileceğiniz film yoktur, amaaan izleyeyimde gitsin saçma maçma diyorsanız evet izleyin. Aksi halde tavsiye etmiyorum.

sinemalar.com : 6.2
imdb : 6.4

Red State / Şeytanın İni


Yurtdışında çok fazla yankı yapmış, tartışmalara konu olan filmi izlemek için meraktan çatlıyordum resmen. Film gerilim desem pek değil, dram desem değil, aksiyon desem son sahnelerden tüm filme yükleyemeyeceğime göre ı-ıhhh, korku hiç değil zaten.

Filmde üç arkadaşın bir internet sitesinden bulup grup seks yapmak için yola çıkmasıyla başlıyor. Aslında öldürülen eşcinsel bir gencin federalleri bile devreye sokacak kadar dikkat çekmesiyle başlıyor. 

Bu üç liseli genç kadının yanına ulaştıklarında içkilerine atılan ilaçlar ile uyutularak kendi kiliselerine götürüyorlar. Burda günaha yatkın insanları özellikle eşcinselleri işkence ederek öldürüyorlar. 

Filmde kilise papazının bitmek bilmeyen vaazı ile ne kadaaaar sıkıldığımı anlatamam. Hayır imkanım olsa ileri sar falan yapıcam ama o da olmuyor. 

Şerif çarpan arabayı bulmak için yola ekip arkadaşını yollar, kilisenin orda bulurlar, o sırada gençler kaçma girişiminde bulunur, şerif yardımcısı destek ister, onlardan olan adamın biri yardımcı şerifi vurur, şerif eşcinsel ve evli olduğu için tehdit ederler fotoğraflarını karına yollarız diye, bu da sinirlenir ajanları devreye sokar.

Ajanlar gider, silahlı çatışmaya girerler falaaaan filan. Bıdı bıdı bıdı ve bıdıııı herkes ölür, papaz hapise gider, ajan terfi alır yaniiiii facia bir film !!

Tepki çekmesi eşcinsellerin ve devletin işleyişine yönelik oynadıkları için yankı uyandırmıştır. Mükemmel Amerikanlar biliyorsunuz, adalete düşkünlerdir :)) Farklı olan yönleri dürüstçe aldıkları için yankı yaratmıştır. 

Hee bu mesajı alsak ne oluuur almasak ne oluuur. Bu filmi izlemek için bahane olmayacak kadar sıkıcı film !

Boş vakit kaybı.

sinemalar.com : 6.1
imdb : 6.4

9 Ekim 2011 Pazar

Don't Be Afraid of the Dark / Karanlıktan Korkma


Bu filmi ne kadar merak edip beklediğimi anlatamam size. Uzun zamandır aklımda ve hiç bir yerde bulamadım. Şimdi hasta olup yatakta vakit geçirince şansıma filmi eklemişler ve izleme fırsatı buldum. 

Film 1973'te çekilenin günümüz versiyonudur. Katie Holmes oynuyor diye merak ettim aslında. Oyunculuğu nasıl diye. Malesef filmde çok fazla yer etmediğinden pek bir şey söylemek mümkün değil :)

Gelelim küçük yıldızımıza. Filmi sırtında taşıyan kesinlikle Bailee Madison ! Korku filmlerinde oynayan çocukların nasıl bu kadar iyi rol yapabildiğine hala şaşıyorum :) Zaten küçük hanım 2013'e kadar programını doldurmuş. Mükemmel oyunculuklar olsa bile bir filmi kurtarmaya yeter mi ?

Tabii ki hayır !

Cehennemin dibinde yaşayan kötü diş perileri günümüz insanını ne kadar korkutabilir bilemem ama beni etkilemediği kesin. Filmi izlerken gerilemedim bile (ilaçların etkiside olabilir :)) 

Ortalama bir filmdi. Gerilim seviyesi kesinlikle yüksek değil. 
Hee hasta yatağında çok iyi gitti ona bir şey diyemeyeceğim :)

imdb : 6.2

Crazy Stupid Love / Çılgın Aptal Aşk


Kadro muhteşem, film çerezlik :) 

Hani öyle pek bir şey katmaz ama izledikçe keyiflenirsiniz ya o filmlerden. Stece Carell zaten harika. Ryan Gosling bu aralar hoşuma giden oyunculardan. Emma Stone favorilerimden :)

Filmi izlendikçe enerjisi düşenlerden değil resmen yükselişe geçenlerden. Sonlara doğru nasıl güldüğümü hatırlamıyorum bile :) Ana fikri olarak sevgi için elinden geleni yapacaksın yada gideceksin işlenmiş hemde çok zevkli bir şekilde. 

Fırsatı olan en kısa zamanda neşelenmek için izlemeli bence. Biliyorsunuz hoşuma giden filmler hakkında pek fazla bir şey yazmıyorum siz tadını kendiniz çıkarın diye ;)


sinemalar.com : 6.2
imdb : 7.8

1 Ekim 2011 Cumartesi

The Lying Game


The Lying Game ayrı ailelere evlatlık verilen ikizlerin lise zamanında birbirlerini bulmasıyla başlıyor. Gerçek aileleri kim diye ararken zengin ailede olan Sutton L.A'de ailesini aramaya gidiyor. İkizi Emma ise onun yerine geçiyor ve evi, aileyi,arkadaşlarını idare etmeye çalışıyor. Fakat Sutton sırlarla dolu Emma'nın aksine daha kötü olmasından dolayı Emma birazcık zorlanıyor. İşler daha da kızışıyor...

Pretty Little Liars dizisini 16 yaş salaklıklarıyla dolu olmasına rağmen severek izliyordum. Aynı yazardan çıkan diğer kitap yeni biz dizi olarak başladı. Bende keyfime göre film bulamayınca yeni bir dizinin yelkenlerini açmış oldum :) 

Henüz 7 bölüme sahip. Bende daha 2. bölümü bitirdim. İşler bu bölümden sonra iyice karışmaya başlayınca hemen yazmalıyım diye düşündüm. İzlemeyenler, Pretty Little Liars tarzını sevenler ve dizi arayışında olanlar için 2 bölüme kadar gördüklerimden tavsiye edebilirim :))