30 Aralık 2011 Cuma

Mission: Impossible Ghost Protocol / Görevimiz Tehlike 4


Nereden başlasam :) Daha film başlar başlamaz eğer dikkatli izleyenler olmuşsa filmin ilk saçmalığı geliyor. Kiralık katil kızımızın aynı sokak, aynı palto, aynı saç ile telefona fotoğrafının yollanması komik olmuş. Milyonlar harcanan bir film için bari başka palto giydirseydiniz bişi yapsaydınız kıza bari :) Ethan karakteri zaten o katili tanıyor hiç mi yok eskilerdenmiş gibi bir foto :))

Sonra develer olayı var. Bomboş yoldasın develer düz bir halde yürüyorlar hooop araba son anda çarpmaktan kurtuluyor. Dalgamı geçiyorsunuz allah aşkına :))) Çölün ortasında olan bomboş bir yoldasınız onların bir anda çıkma ihtimali yürüyüşlerinden imkansız olduğu belli zaten, görememe durumu ayrı bir komedi :)

Yine tren sahnesinde olanlar saçmaydı, adamlar sudan çıkıyor, Ethan hangi ara görevin detaylarını öğrendiyse hop o ekran senin bu ekran benim anlatmaya başlıyor. Hangi ara öğrendin detayları!! modundayım o saniyelerde... Tren hızlanmak bilmiyor zaten klasik olaylar yani :)

Aksiyonun bol olduğu bir film. Yer yer güldüm tabii, Tom'u sevmesem bile sonuna kadar rahatça izleyebildim. Çok sevdim mi ? Hayır sevemedim ! Gözüme gözüme batan sahne geçişlerini hiç sevmem...

Tom zaten yaşlanmış iyice. O fizik falan yalan olmuş, kaslar maslar irice bişi olmuş göz zevkimi bozdu. Soğuk nevale gibi film boyunca surat sürekli asık... Dövüş ve aksiyon sahnelerinde ıkınma mimiği olmasa yalan olacak oyunculuğu o derece... Performansını hiç beğenmedim.

Paula Patton harika görünüyordu. Özellikle davette giydiği yeşil elbiseli sahnelerde bayıldım kendilerine. Rusya'da olan binanın yıkılma sahnesi en çok aklımda kalan sahneydi. Burç Halife binasına tırmanıldığı sahnenin ise gerçek olması beni heyecanlandırdı. Çoğu detay kötü bağlanmış; aksiyon sahneleri , grafikler, ses efektleri yeterli derecede iyiydi. James Bond moduna girilmesi hoşuma gitmeyen yönlerinden biriydi.

Eşinizi, sevgilinizi alın gidin eminim beğenecektir filmi. Onlar aksiyon filmlerinde pek detaylara takılmıyor nedense :)) Bana göre kesinlikle 7 puanı haketmeyen bir film !

imdb : 7.8
sinemalar.com : 7.0

28 Aralık 2011 Çarşamba

2 Broke Girls


Bu diziyi yeni izlemeye başladım. Bazı dizilerin bölümlerinin birikmesini bekliyorum öyle izliyorum :) 
8. bölümdeyim zaten daha 12 bölümü var... İlk sezonunda olan çok yeni bir dizi anlayacağınız :))

Aynı mekanda çalışan iki kızın hikayesi. Biri doğuştan şanssız çulsuz, diğeri sonradan şanssız eski milyarder. Babası yüzünden tüm paraları sıfırlanınca ilk defa çalışmak zorunda kalıyor ve bu hayata alışmaya çalışıyor :)

Biri duygusal kelebekken diğeri soğuk nevale :))

Karakterler biraz abartılınca ortaya komik bir dizi çıkıyor.

İzlemenizi tavsiye ederim :)

What's Your Number?


Merak ettiklerim son listemde olan filmi görünce hemen izleyeyim dedim. Pişman oldum :)

Çok beğenerek izlediğim ve keyif aldığım Nedimeler filmiyle neredeyse aynı sahneyle başladı film. Nedimelerde bir kaç sahne sonraydı gerçi ama burada daha başlar başlamaz kızın kalkıp süslenip püslenip yeni uyanmış numarası yapması... İkinci kere aynı espri güldürmüyor maalesef.

Filmin sonlarına doğru bir kaç yerinde sırıttım sadece. Anna Faris benim için çok kötüydü bu filmde. Romantik komedi karakteri özellikle Ally hiç yakışmamıştı. Hem yaşlı, hem soğuk, hem de hiç doğal gelmedi bana oyunculuğu. 

Filmi zaten kesinlikle Chris Evans götürdü. Nedime olması, kardeşinin düğününe yalnız gitme korkusu, eski sevgililerinden en iyisini araması, gözünün önünde olanı farketmemesi, sonra aşık olması, bay mükemmeli şutlaması, başarısız kariyer, sürekli beklentileri olan anne gibi özelliklerinden konu hiç orjinal değildi. Birçok filmin karışımı ve seks satar prensibinden yola çıkılmış.

Anna Faris yerinde başka biri oynasaydı film belki benim için günü kurtaran olabilirdi ama gerçek anlamda oyunculuğunun doğal olmayan hali beni itti üzgünüm Anna :)

imdb : 5.6

The Future / Gelecek


30'lu yaşlarda tuhaf bir çift hasta bir kedinin bakımın üstlenmek isterler. Kediyi almaları için bir ayları vardır ve bakımını üstlendikleri anda hayatlarını sınırlayacakları için son günlerini özgürce yaşamaya karar verirler. Bu yüzden işten ayrılırlar...

Kadın koreografisini tamamlamak, adam ise canının istediği yönde ilerlemek ister. Zamanla araları iyice tuhaflaşır ve kadın adamı aldatmaya başlar.

Film bunlarla birlikte ilerlemeye devam ediyor. İnsanların özgürlüklerine ne kadar düşkün olduğunu ve sınırlarının çizilmeye başlaması ihtimalinin bile hayat akışını nasıl etkilediğini mizahi olarak anlatıyor. Yer yer kedinin açısından yorumlar ile film kademe kademe ilerliyor. 

İzlemeseydim hiç bişi kaybetmezdim. Bu aralar çok fazla ağır ilerleyen filmler izlediğim için artık beni baymakta son noktaydı :))

Konu belki ilginizi çeker ama tavsiye etmeyeceğim tuhaf bir filmdi benim için... 

imdb : 6.2
sinemalar.com : 5.8

26 Aralık 2011 Pazartesi

One Day / Bir Gün


Bir gün kitabını aldıktan sonra filminin olduğunu gördüm inatla okuyup bitirene kadar izlemedim. Kitap ilk başlarda o kadar sıkıcı geldi ki zorladım resmen kendimi :) 100 sayfa kadar sonra bir şeyler yerli yerine oturmaya başladı ve sonra merak etmeye başlıyorsunuz. Merak ederken tam herşey yerli yerindeyken ahhaa ne oldu yahuu birden diye kaldım resmen :)

İyi ki kitabı okuyarak filmi izlemişim. Okumadan izleseydin bir halt anlamazdım şu filmden yani. Film gerçekten bir sürü eksiklik barındırıyor. Resmen masraftan kaçmış gibiler. Bir çok detay yok, sahneler kısa, hoooop diye yıllar geçiyor, bağlanış kötüüü, karakterler tam olarak yansıtılamamış vs vs...

Dexter ve Emma karakteri arasında olan o tutkuyu maalesef yansıtamamışlar. Dexter'ın ukalalığı, şımarıklığı, dibe vuruşları yok... Karakterler sanki 88 yılından itibaren hiç yaşlanmıyor bari makyaja biraz para harcasaydınız :)) Açıkça söylüyorum Alacakaranlık serisini okuyup bitirdikten sonra filmi izlediğimde bile çok daha fazla etkilenmiştim. Hoş onunda grafiği yükseleceğine düşüşte olan bir şekilde gidiyor film için ama olsun ilk filmi iyiydi en azından...

Belki ben çok fazla beklenti içindeydim bilemedim şimdi :)) 

Kitabı okuduysanız hiç filmi izlemeyin gereksiz vakit kaybı, kitabı okumadıysanız izleyebilirsiniz sanırım tadı öyle daha kolay çıkacaktır.

imdb : 6.7
sinemalar.com : 6.9

Shark Night / Katil Köpekbalığı


Pek sevmem köpekbalıklı filmleri ama bu filmle yıllaaar yıllar sonra bir şans vereyim dedim. Malum 3 boyut gibi yeni yeni özellikler sinema dünyasına karıştı :)

Filmi izlerken sevmediğim bir tür olduğu için gerçekten sıkıldım. Film bu sefer farklı bir yoldan ele alınmış ama yine de hoşuma gitmedi. 

Klasik bir şekilde gençlerin sınav stresini üslerinden atma bahanesiyle sarışın alımlı kızımızın göl evine giderler. Gitmesiyle olaylar başlar zaten. Bu kadar mı şanssızlık olur "Son Durak" film serisi gibi evet olur :)) Zaten "Son Durak" serisinin yapımcılarından :) Göl evinde köpekbalığı ne arar işte orası filmin sırrı zaten :)

Görüntüler, sahneler gayet güzel öyle uyduruk kalitede olan bir film değil. İşleniş bakımından çok sıradan ve sıkıcı geldi. Ahh hayatımın filmi bir daha izleyeyim diye bir durum yaratmıyor :)

Boş vaktiniz için idare ederlik çerez filmlerden :) Filmlerin fragmanları konunun devamında yer alıyor haberiniz olsuuun :)

imdb : 4.0
sinemalar.com : 6.0

24 Aralık 2011 Cumartesi

Submarine


Okulda popüler olmaya çalışan ezik tiplerden biriyken birden bire aşık olur ve dünyanın en iyi sevgilisi olmaya kendini adayan liseli gencin yaşadıklarını anlatıyor.

Her şey bu kadarla sınırlı değildir. Annesi ve babasının arası eskisi kadar iyi değildir. Annesinin eski sevgilisi komşu olarak yan binaya taşınınca işler onun için biraz daha zorlu bir hale geliyor.

Kız arkadaşının annesinin hastalığı, ailesini ve ilişkisini kurtarma çabaları içinde 15 yaşında olan bir gencin küçük dünyasında olan kocaman problemleri film çok güzel bir şekilde anlatmış. Filmi ben sevdim.

Festival filmleri ağırlığında gidiyor. Filmden çıkış beklemeyin. Düz, sakin bir anlatımı var. Bu tarz filmleri sevenler için iyi bir alternatif olabileceğini düşünüyorum...

imdb: 7.3


New Girl


New Girl komedi olarak izlemeye devam edeceğim nadir dizilerden biri. Bana eskilerin Friends tadını verdi resmen ! Tadı derken komikliği ve izletmesi yönünden :)

Sevgilisinden ayrılan kızın yeni kiracı olarak bu üç birbirinden farklı adamın yanına taşınması ile başlıyor. O da diğerleri gibi garip huyları olan neşeli ve güzel bir kız :))

9 bölümü var şimdilik. Hepsini bir oturuşta izledim ve beni gerçekten keyiflendirdi. Yeni dizi arayanlar, ayy birazcık güleyim diyenler için şiddetle tavsiye edilir :)

19 Aralık 2011 Pazartesi

American Horror Story


Bu aralar gerçekten film izlemeye fırsatım olmuyor. Bari bişicikler izleyeyim diye dizi izliyorum en azından. O dizileri bile bir bölümünü iki posta halinde izlediğim zamanlar oluyor. Üzülüyorum bu halime ne yalan söyleyeyim hahah :))

Diğer izlediğim bir çok dizinin yeni sezonu başlamamışken, bir kısmıda christmas tatiline çıkmışken bende yeni bir diziye yelken açayım dedim :)

O da American Horror Story oldu !!

Henüz ilk sezonunda ve 11 bölümcüğü var sadece. İlk başta pek sıkılmıştım sonradan bölümler ilerledikçe olaylar karışmaya başladı. Çok fazla korkunç değil, hatta korktuğum tek bir sahne bile olmadı diyebilirim. Daha çok evde olan iyi huylu yada kötü huylu hayaletlerin bu duruma nasıl geldiklerini , hikayelerini , neden o evde sıkıştıklarını izliyorsunuz. Benim hoşuma gitti ve dizi boşluğunda size tavsiye etmek istedim :)

Bu arada kendim gerçekten memnun olduğum için siteyi yazıyorum. Sitenin haberi bile yok yani reklam falan değil bilinsin :))

Dizilerimi izlediğim Dizimag diye bir site var ki !! Bence Türkiye'nin en iyi dizi sitesi. Yerli yabancı her diziyi, her bölümü bulabiliyorsunuz.

Benim en en en ennnn sevdiğim yanı dizilerin bölümleri yani part kısımlarını otomatik olarak kendi atlıyor. O yüzden diziyi açıp rahatlıkla yatağıma uzanıp izleyebiliyorum. Part geçmek için bin defa ayağa kalkıp açıp tekrar yatmıyorum :)))

Diğer bir özelliği ise bunlar yeni oldu aslında... En son izlediğin bölümü biliyorsun. Başında yeşil renkte tv olduğu zaman o izlediğiniz bölümdür :) Dizilerde çalan şarkılara ben çok dikkat ederim siz eder misiniz bilmiyorum. Beni arama derdinden kurtardı şarkıları. O dizinin bölümünde çalan şarkıları üstteki yatay menüsünden öğrenebiliyorsunuz.

Hesap oluşturup dizileri takip listenize ekliyorsunuz yeni bölümleri eklendiği anda size mail yoluyla haber veriyorlar. Altyazısı çıkmamış olsa bile yeni bölümü mutlaka ekliyor. 

HD ve normal görüntülü izleme imkanınız var. En güzel yanı dvd de olduğu gibi dil seçeneğinin olması :) Türkçe altyazılı olan bir bölümü ingilizce olarak seçerek altyazısız izleme imkanınız oluyor.

Benim için önemli detaylara sahip olduğundan ilk defa dizi sitesi olarak bir yeri yazabiliyorum. Film için yok mesela o yüzden sizin varsa bana önerebileceğiniz muhteşem bir yer çok isterim öğrenmeyi :)

Film izlediğim yer şu sıralar benim canımı sıkmaya başladı o yüzden alternatif istiyorum :)

Şimdilik bu kadaaar :) 

11 Aralık 2011 Pazar

Jane Eyre


Jane Eyre muhteşem romanlardan biridir. Bir çok şekilde filmi yapılmış, hatta mini bir diziside vardı. İzlemekten hiç bıkmıyorum çünkü her filmin yorumu, kostümleri bir başka oluyor.

Dönem filmlerini çok sevdiğimden asla kaçırmam :) 

Küçük yaşta kimsesiz kaldıktan sonra halasının yanına gönderilir ancak orda sürekli itilir kakılır. Sonrada katı  disiplini olan bir okula gönderilir. 10 yıl kadar orda yaşadıktan sonra öğretemen olur ve bir eve öğretmen olarak gider.

Herşey burada başlıyor zaten Jane karakterinin yaşadıkları, ayakta kalışı, aşkı... Dönem film severlere tavsiye ediyorum. Kostümler çok güzel, seçilen eşyalar, saçlar, herşeyiyle o dönemi yaşatıyor bize. Mia oyunculuğu ile göz dolduruyor.

sinemalar.com : 6.2
imdb : 7.4

The ldes of March / Zirveye Giden Yol


Zirveye giden yol filmi ile listemde olan son filmide izlemiş oldum. Filmi yazan ve yöneten George Clooney olmasından dolayı daha ön yargılıydım aslında :)

Filmin ortalarına kadar uyukladım resmen. Evan Rachel Wood'un olduğu sahnelerden gece telefonun çalmasıyla film artık kendini topladı resmen. Cin gibi oturdum izledim hiç bir detayı kaçırmamak adına.

En sevdiğim filmlerdendi. Böyle düşündürtecek "ayy napcek şimdi yeaa, ben olsam böyle yaparım" falan dedirtmeli :) Bu da öyle filmlerdendi. Oyun içinde oyun vardı resmen. 

Sonunda tabii en dişli olan ayakta kaldı. Filmden alıntı yaparak "çakallarla çalışılmaz" sözünü ispatlıyor :)

Bu filmi kesinlikle tavsiye ediyorum. Öncelikle belirtmeliyim film tamamen diplomasi ve devlet adamları üzerine kurulu. Sıkılanlar olabilir. İlginizi böyle konular çekmiyorsa filmden aldığını tat pek bir şeye benzemeyecektir :)

sinemalar.com : 6.1
imdb : 7.4

10 Aralık 2011 Cumartesi

The Perfect Teacher / Mükemmel Öğretmen


Klasik konu, ikinci sınıf bir filmdi. Aşırı yorgun olmamdan dolayı valla ne yalan söyleyeyim iyi gitti benim için :) Filmde bir öğrencinin saplantılı bir biçimde öğretmenini tavlamak için elinden geleni yapma çabasını izliyoruz.

İkinci sınıf bir film olduğu, oyuncuları ve çekimleri ile belli ediyor zaten. Yinede film kendini sonuna kadar izlettiriyor. Sizde çok yorgunsanız, uyuşmuş bir halde ne olsa izlerim diyorsanız izlemenizi tavsiye ederim onun dışında pek izlemenizi tavsiye etmem.

Yüksek beklentiniz olmasın :)

imdb : 5.0

Hugo


3 boyutun en güzel hali bu filmde derlerdi evet doğruymuş. İzlerken nasıl keyif aldım herşey o kadar gerçekçiydi ki ! İlk defa 3 boyutun tadını bu kadar güzel çıkardım :)

1930'ların Paris'in de geçen hikayede Hugo çok sevdiği babasından kalan automatonu tamir etmek istiyordur. Çünkü babasının ona bir mesaj bıraktığına inanıyordur.Kimsesiz kalması ve bir tren istasyonunda yaşamaya çalışması, çeşitli rastlantılar ile Hugo'nun hayatta tutunma çabasını izliyoruz.

Tim Burton filmleri tadındaydı. Zaten prodüksiyonda Johhny Deep var o yüzden Tim'i izliyor gibiydim. Kostümler, dekorun ne kadar detaylı ve muhteşem olduğunu anlatmakla bitiremem.

Filmi detaylar, üç boyutu, karakterleri oynayan oyuncular dışında pek sevemedim. Daha doğrusu nedense başrol oyuncumuz Asa Butterfield yani Hugo'nun oyunculuğunu pek beğenmedim. Kadronun içinde bana göre resmen sırıtıyordu ve hareketleri ben oyunculuk yapıyorum modundaydı. Bu sadece bana öyle geldi başkaları benimle aynı fikirde değildi bu tamamen kişisel bir detay benim için :)

sinemalar.com : 6.3
imdb : 8.5

2 Aralık 2011 Cuma

A Dangerous Method / Tehlikeli İlişki


Keira Knightly bu filmdeki performansıyla Oscar'ı zorlar gibi görünüyor. Konusunu ister beğenin ister beğenmeyin, ister ilginiz çeksin ister çekmesin hani bazı şeyleri genel kültür olarak en azından bilmeliyiz ya öyle bir filmdi benim için. 

Adaylar konusunda henüz bir fikrim yok zamanı geldiğinde üstünden şöööle bir geçeriz zaten :)

Açıkçası bazı sahnelerde "kırbaçla beni kazım" diyen havuçlu anneyle, hıyarlı baba tiplemesi gelmedi değil :)) Ciddiyetimi bozup çoook kıkırdadım aklıma geldikçe :)

Gerçek hayattan alıntı olduğunu düşünürsek iş gerçekten ciddiye biniyor o anda. Psikanalizin nasıl doğduğunu anlatıyor. Aslında en çok dikkatimi çeken Sabina karakterinin konumudur.

Bir insan nerdeeeen nereye geliyor ve sen kadınsın ne anlarsın gibi hiiiç bir geri kafalılık söz konusu değil. En çok hoşuma giden yanlardan biriside bu oldu.

Keira'nın kendini gösterdiği en iyi filmlerinden biri diyebilirim. O yüzden mutlaka izleyin ;)

Sinemalar.com : 6.1
imdb : 7.1